Merhabalar!
Bugün yayınlanmadan tam bir önce tesadüf eseri görüp "19. yüzyıl Paris" ve "vampir" etiketlerini görünce direkt listeme ekleyip başladığım bir animeden söz edeceğim biraz. Şu ana dek izleyiciyle buluşan birinci sezonu temmuz ve eylül ayları arasında 12 bölüm olarak yayınlanan Vanitas No Carte bir manga uyarlaması ve ikinci sezonu da çok yakında bizlerle olacak, henüz mangasını okumadım ancak animenin çizimleri inanılmaz hoşuma gittiği ve yalnızca animeyi izleyerek konuya pek hakim olamadığım için vakit bulduğumda bir ara mangasına da bakmayı düşünüyorum.
Öncelikle her zamanki gibi yoruma geçmeden önce kısaca konusuna değinmek istiyorum.
Efsaneye göre çoğu vampirin aksine kızıl ayda değil de mavi ayda doğan Vanitas diğerleri tarafından dışlanır ve bunun üzerine intikam yemini ederek Vanitas'ın Kitabı isimli bir kitap yazar, seneler sonra ise Vanitas'ın Kitabı'yla çıkagelen ve kendine Vanitas diyen "sıradan" bir adam 19. yüzyıl Paris'inde bu kitabı arayan genç vampir Noe Archiviste ile tanışır; bunun üzerine olaylar gelişir. Kendi iddasına göre doktor olan Vanitas, Noe'yi saldırgan bir yaratığın saldırısından kurtardıktan sonra onu tüm vampir ırkını iyileştirmeye ikna eder ve birlikte çalışmaya başlarlar. Elbette bu oldukça tehlikelidir fakat başka şansları da yoktur. Anlayacağınız konusu fantastik serilerden ve vampirlerden hoşlanan kişiler için oldukça ilgi çekici ki zaten kimileri tarafından 2021 yaz sezonunun en iyi animeleri arasında gösteriliyor. Animenin genelinden bahsetmeden önce biraz ilk bölümle ilgili konuşmak istiyorum çünkü ilk bölüm öyle hoşuma gitti ki iki kez izledim ancak ne yazık ki animenin geri kalanı benim için ilk bölüm kadar tatmin edici değildi.İlk olarak karakterlerin çizimlerini görür görmez çok beğendim zaten ama özellikle de kullanılan renkler ve yaratılan atmosfer çok başarılıydı. 19. yüzyıla aşık birisi olarak Paris sokaklarının çizimine, kıyafetlere ve mekanlara kelimenin tam anlamıyla bayıldım diyebilirim. Seçilen renklerle tam olarak rüya gibi bir atmosfer oluşturmuşlar ve ilk bölümde sahiden de kendimi o evrene ışınlanmışım gibi hissettim. Üstelik garip bir şekilde konudan bihaber bir şekilde konsepte aşık olup animeye başlayan birisi olarak 19. yüzyıl Paris'inde Japonca konuşulması da hiç tuhaf gelmedi... *animelerde Fransızca konuştukları alternatif bir evrenden geliyorum*
Tabii ilk izlenimimin bu kadar iyi olmasında müziklerin de etkisi büyüktü, hem jeneriğine hem de bitiş şarkısına bayıldım. Bir de masalsı bölüm isimleri de ayrıca hoşuma gitti.
Elbette ilk bölümün sonu o kadar çarpıcı bitince beklentilerimi fazla yüksek tuttum, ancak 12 bölüm içinde en azından mangayı okumayan birisi için konuyu çok iyi işleyebildiklerini düşünmüyorum. Dürüst olmak gerekirse zaman zaman biraz sıkıldığım bile oldu.
Bir de ilk sezonun sonunu çok daha vurucu beklemiştim, fakat yine de animenin devamı olacağını düşünürsek birinci sezon daha çok olaylara ve karakterlere giriş niteliğindeydi. Eh, daha başarılı bir giriş olamaz mıydı peki? Genel olarak yapımın potansiyeli düşünüldüğünde kesinlikle olabilirdi. Karakterler demişken Vanitas da Noe de çok iyi tasvir edilmişti, çizimler de karakterleri de aralarındaki dinamik de oldukça iyiydi. Tabii henüz karakterleri hiç de çözmüş sayılmayız.
Esas olaya hakim olmasam da duyduğum ve okuduğum kadarıyla hikaye Jeanne ve Vanitas arasındaki ilişkiye odaklanıyormuş ama hayranların bir kısmı Vanitas ve Noe'yi yakıştırdığından sanki burayı da boş geçmemek adına aralık kapı bırakmışlar gibi. Açıkçası Vanitas ve Noe'nin kimyalarını ben de uyumlu buldum fakat manga shounen ai olmamasına rağmen umutlarımızla oynamak pek iyi olmamış gibi... Şu anlık gördüğümüz kadarıyla Noe Vanitas'a kesinlikle bir hayranlık besliyor ama bazı işaretlerle kafamızı karıştırmadıkları anlar hariç daha çok merak ve hayranlıkla karışık saygı olduğunu düşündüm ben. Vanitas'ı çözmesi gereken bir karmaşık bulmaca, anlam veremediği bir gizem olarak görüyor ve onu gerçekten tanıyıp anlamaya çalışıyor. İleride Vanitas'ın karakteri hakkında öğreneceğimiz çok şey varmış gibi hissediyorum, umarım ikinci sezonda karakterin gerçek derinliğini görebiliriz çünkü kendine karşılık vermeyecek birine aşık olmakla ilgili söylediği şeyler bile fazlasıyla ilgi çekiciydi. Bu noktaların altı doldurulabilirse eminim ortaya ilginç şeyler çıkacaktır. Karakterin insan ilişkileriyle ilgili gizemli bir tutumu olsa da Jeanne ile aralarındaki dinamiği şimdilik pek görebildiğimizi düşünmüyorum, tabii bu nokta aynı zamanda animeyle ilgili tartışma yaratan konulardan birisi.
Fakat mangayı okuyanların yorumlarını görmesem kesinlikle hikayenin Noe ve Vanitas üzerinden ilerleyeceğini düşünürdüm. Bu açıdan izleyici kazanmaya çalışmışlar gibi geldi bana. -Üstelik takıntılı izleyici kitlesinin Jeanne hakkında yaptığı yorumları görmek de hiç hoş değildi.- İkinci sezonda Noe'nin karakterini daha yakından gördüğümüzde bir şeylerin yerine oturacağını düşünüyorum zira Noe şimdilik sessiz, sakin ve merhametli birisi gibi görünse de kendi ağzından duyduğumuz üzere kendi elleriyle Vanitas'ı öldürecek noktaya gelecek ve bu dönüşümün nasıl gerçekleşeceğini çok merak ediyorum. Şimdilik karakter derinliği Vanitas kadar etkileyici görünmese de aslında Noe hakkında da öğreneceğimiz çok şey var gibi gözüküyor.
Zaten bir yandan da ikinci sezonda işlerin değişmesini umuyorum çünkü ilk sezonu belirttiğim üzere en azından benim açımdan pek tatmin edici değildi. Potansiyeli olan bir kurguyu dağınık bir şekilde ve ara sıra da biraz aceleyle işlemişler ve bundan dolayı da çoğu zaman ya tam olarak neler olup bittiğini çözmekte zorladım ya da zaman zaman bölüm boyunca kayda değer hiçbir şey olmuyormuş gibi hissettim.
Yorumu sonlandırmadan önce diğer bir eleştirim de animede gereksiz yere sürekli yerli yersiz chibi çizimlere yer verilmesi oldu. Yerinde kullanıldığında oldukça sevimli ve komik olabilecekken bir süre sonra aşırıya kaçılmıştı bence.Kısacası eğer vampirlere ilginiz varsa 2021 yaz sezonunun favorileri arasında gösterilen bu animeye bir şans vermenizi öneririm ancak vampirlerden çok da hazzetmiyorsanız konu işlenişinin biraz askıda kalması nedeniyle bölümler ilerledikçe sıkılabilirsiniz. Tabii başarılı çizimler izleyerek sıkılmaktan hoşlanıyorsanız orası ayrı...
O halde yine planladığımdan fazla uzayan bu yazıyı animenin bitiş şarkısının çevirisiyle -kendi reklamımı da yaparak- burada sonlandırıyorum.
Görüşmek üzere!
Senin blog yazıların🛐🛐
YanıtlaSil