Ana içeriğe atla

Douluo Continent Dizi İncelemesi // İlk İzlenim

 Herkese merhaba,

Bugün uzun zamandır beklenen ve bir hafta önce yayınlanmaya başlanan Douluo Continent'tan biraz bahsedip ilk izlenimlerimi yazacağım. Diziyi bitirdikten sonra ayrıca detaylı bir yorum yazısı yazmayı planlıyorum fakat özellikle ilk bölüm çok hoşuma gittiği için dayanamadım ve kendimi blog için fotoğraf ararken buldum. 

Öncelikle belirtmem gerekiyor ki bu izlediğim üçüncü Çin dizisi, bu nedenle de kıyaslama yaparken referans alabileceğim fazla bir şey yok. The Untamed'i izledikten sonra Xiao Zhan'ın diğer dizilerine de göz atmak istiyordum zaten ve Douluo Continent'ın fragmanı karşıma çıktığında epey ilgimi çekti. Zaten sonradan gördüğüm kadarıyla herkesin uzun süredir merakla beklediği dizilerden biriymiş, yayınlanır yayınlanmaz iki günde 200 milyon görüntülenmeye ulaşmasıyla da büyük bir başarıya imza attı.  

Dizi yine bir novel uyarlaması. Ana karakterimiz Tang San çocukluğunda annesini bilmediği bir sebepten kaybetmiş ve onunla ilgili kendisine hiçbir şey anlatmayan babasıyla küçük evlerinde maddi ve manevi sıkıntılar çekerek büyümüş biri, babası demir ustası ve bu nedenle kendisi de ona yardım ediyor. Ancak birtakım özel güçleri var, ayrıca çocukluğundan itibaren zorluklarla büyüdüğü için oldukça olgun, sorumluluk sahibi ve aynı zamanda merhametli birisi. Dizi Tang San'ın gördüğü tuhaf bir rüyayla başlıyor, aynı gün ormanda tuhaf bir yaratıkla karşılaşıp ona karşı mücadele ediyor, sonrasında güçlerini geliştirmek için bir akademiye katılıyor ve maceramız başlıyor.

Dizi daha ilk bölümündeki görselliğiyle beni oldukça etkiledi. Bugün 7. bölümü yayınladı ve yeni izledim, WeTV VIP üyeliği alırsanız daha fazla bölüm izleyebiliyorsunuz, Çinlilerin Netflix benzeri kendi uygulamaları var ancak daha farklı, ben de Douluo Continent sayesinde haberdar oldum ama içerik bakımından zengin bir platform. Şu ana dek izlediğim bölümlerle ilgili genel bir yorum yapmadan önce ilk bölümünden bahsetmek istiyorum, çünkü dediğim gibi ilk bölümü fazlasıyla beğendim ve başarılı buldum. Dizinin açılış sahnesi ve Tang San'ın kişiliği, hikayesi ve görünüşü bana biraz Merlin'i anımsattı. Babasıyla birlikte yaşadıkları evi gösterdikleri sahneler estetik açıdan çok başarılıydı bence, mevsim geçişleri ve Tang San'ın kişiliğini oluşturan sakin ve mütevazı hayatı iyi yansıtılmıştı. 


Tang San'ın karakterinden biraz bahsedecek olursam Xiao Zhan'ın karakterine uyduğunu ve oldukça iyi taşıdığını düşünüyorum. Duygusal, nazik ama aynı zamanda kararlı ve özverili havasını çok iyi yansıtmış, karakterin olgunluğu ve sakin havası üzerinde çok başarılı durmuş. Zaman zaman The Untamed'de oynadığı Wei Wuxian'a benzetsem de bölümler ilerledikçe Tang San'ın aslında daha farklı bir kişiliğe sahip olduğunu görüyoruz ve iyi yazılmış bir karakter olduğunu düşünüyorum. Davranışları havada bırakılmamış, motivasyonlarını görebiliyoruz ve izlemekten keyif aldığım bir karakter, kendi inandığı doğruları sonuna dek takip ediyor ve kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyor. Fakat yapmak istediğim ufak bir eleştiri var, ilk bölümdeki saç stili gerçekten çok hoştu ve yalnızca bir bölüm kullanılmış olması biraz kalbimi kırdı diyebilirim... Çünkü bence Tang San'ın çizdiği profile inanılmaz derecede  uyan bir tarz seçmişlerdi, ilk bölümün sonunda güçlerini geliştirip akademiye gitmeye karar verdiğinde sanırım ilk başta izlediğimiz kişilikle arasındaki değişimi yansıtmaya çalışmışlar fakat yine de ilk bölümün görselliğini tamamlayan bir unsurdu ve kesinlikle bir bölümde değiştirilmemeliydi. 

Tabii fantastik bir diziden bahsediyorken görsel efektlerden bahsetmemek olmaz, The Untamed bu açıdan çok başarılı bir dizi sayılmazdı ancak bence Douluo Continent bu konuda iyi bir iş çıkarmış. Bilgisayar efektleriyle oluşturdukları hayvanların pek gerçekçi olduğunu söyleyemem, ama gülünç demek de haksızlık olur, yalnızca iyi bir animasyon filmi gibi gözüküyor. Bunun dışında sihir efektlerini ve ışıkları gerçekçi yapmışlar, izlerken gözünüze batmıyor. Özellikle Tang San'ın elindeki mavi gümüş bitkisi ve mor iblis gözlerinin sürekli kullanıldığını düşününce efektlere para harcamaktan kaçınmamaları doğru bir tercih olmuş çünkü aksi takdirde dizi kesinlikle şu an yakaladığı başarıyı elde edemezdi.

 
 

Dizinin övülmeye değer diğer bir yanı da müzik seçimleri ve seçtikleri müzikleri doğru yerlerde ve sık sık kullanmaları, jeneriği ve bitişi dışında dizinin içinde kullanılan enstrümantal müzikleri de çok sevdim. Böyle karakterleri iyice ön plana çıkaracak, onlarla özdeşleşecek ve belirli olayları vurgulayacak müzikleri doğru yerde kullanmayı başardıklarında dizi gerçekten bir adım öne çıkıyor. Şu ana dek izlediğim dizilerin hepsinde kullanılan geleneksel Çin çalgılarıyla oluşturulan müzikler ve o müzikleri doğayla birleştirmeleri çok dikkatimi çekti, yapımların fantastik unsurları için de kendi mitleri ve inanışlarına dayandırıyorlar. Özellikle de benim gibi Asya dizilerini yeni izlemeye başlayan biriyseniz epey ilgi çekici ve bilmediğiniz şey duyabiliyorsunuz. 



Ses ve efektler demişken Çin dizilerinde Çincenin aksan farklılıklarından dolayı oyunculara dublaj yapılması çok yaygın bir şey ve bazen ciddi anlamda komik şeyler de çıkabiliyor ortaya, neyse ki bu dizide Xiao Zhan kendi sesini kullanmış fakat dizinin kadın başrolü Xuan Yi için seçilen sesi pek beğenmedim. Gerçi karakterin fazla çocuksu olduğunu göz önünde bulundurursak seçilen ses pek eğreti durmamış ancak yine de seslendirme olduğu çok belli oluyor bana kalırsa.




Dizide tabii bir de Tang San'ın sonradan aşık olacağını bildiğimiz ama ilk başlarda kardeşi olarak gördüğü için koruduğunu iddia ettiği Xiao Wu var. Bu konuda da küçük bir eleştiri yapamadan geçemeyeceğim, karakterin diziye ilk giriş anında pek ısınamadım çünkü Asya dizilerinde, filmlerinde ve animelerde bebek sesiyle konuşup küçük kız taklidi yapan kadın başrol klişesini pek sevmiyorum. Ancak her ne kadar ilk sahnelerde karaktere pek ısınamasam da sonraki bölümlerde daha mantıklı davranmaya ve konuşmaya başlayınca çok önyargılı olmamam gerektiğini düşündüm. Dizinin 40 bölüm süreceğini düşünürsek Xiao Wu'nun karakter gelişimini göreceğiz gibi. Ayrıca genel olarak kıyafetleri, makyajı ve saçı da hoşuma gitti. Xuan Yi'nin Xiao Zhan'la yakaladığı uyum da fena sayılmaz ama ben aralarındaki romantik ilişkiden çok tam bir kaos ikili olmalarını sevdim. Gerçekten nerede bir bela olsa kendilerine çekiyorlar ve tepkileri çok sevimli. Tang San'ın babasının o daha güçlü olana kadar onu terk etmesi üzerine ikisi de ailesiz kalınca birbirlerinin ailesi olmaya karar veriyorlar. Bir de Xiao Wu her ne kadar çocuksu bir karakter olsa da insanlara muhtaç davranan birisi değil, kendini korumayı ve sevdiklerine yardım etmeyi ihmal etmiyor. Kendini koruyabilen kadın karakterleri izlemekten kesinlikle keyif alıyorum.



Bugün yayınlanan bölümde de Tang San babası kendini bırakıp gittiği için ağlarken Xiao Wu onu yakaladığında ona ağlamanın hiç de kötü veya utanç verici bir şey olmadığıyla ilgili bir konuşma yaptı, gerçekten çok güzeldi. Bilirsiniz, genelde dizilerde güçlü bir kahraman varsa duygularını pek göremeyiz, özellikle de güçsüz düşüp ağladığı anlara şahit olduğumuz çok azdır. Bu nedenle aralarında geçen konuşma çok hoşuma gitti, Xiao Wu Tang San'a her şeyden önce onun da bir insan olduğunu ve ağlamanın bunun bir parçası olduğunu hatırlattı. 

Dizinin eleştireceğim kısımlarına geçmeden önce son olarak iyi bir yönünden bahsetmem gerekirse karakterlerin kendini izletebiliyor olmasına değinmek istiyorum. Mesela Tang San'ın ustası olarak kabul ettiği ve sonradan Xiao Wu'yla birlikte kendilerini adeta kaos üçlü ilan ettikleri karakteri de inanılmaz sevdim. Diziye ilk girdiği andan itibaren karakteri az çok hemen çözüyorsunuz, izlemesi keyifli bir tipleme ve onun da dizi boyunca epey değişimini göreceğiz gibi duruyor. Kendi başına buyruk, yalnız takılan, kendince çok şey bilen ama kimseye bunları açıklamak zorunda hissetmeyen, "bana katılırsanız süper şeyler de olabilir ama felaket gelmeyeceğinin garantisini de veremiyorum" mantığında birisi. Ayrıca her ne kadar bu tip karakterden vefasız ve nankör olmasını bekleseniz de sizi şaşırtıp sevdiklerini sonuna kadar koruyan ve savunan birine benziyor şimdilik. Tang San'ı henüz yeni tanımasına rağmen "onu kurtarmak için kendimi riske mi atacağım" diye düşünse de birkaç saniye sonra arkasına dönüp onun peşinden gitmesi aralarında sıkı bir dostluk göreceğiz izlenimi veriyor. 

Bir diziyi izlerken ana karakteri dışında birini izlemekten keyif almıyorsanız gerçekten çekilmiyor, yan karakterlerin iyi yazılmış ve oynanmış olmaları çok önemli. Onların da hikayelerine tanık olabilmek, senaryonun içinde önemli bir yere sahip olmaları ve tek başına kendilerini izletebilmeleri/okutabilmeleri gerekiyor. Dizi bu yönden bence ilk yedi bölüme göre oldukça başarılı. Tang San'ı ne kadar sevdiysem birbirlerini tamamlayan kaos üçlüyü de o kadar sevdim, ayrıca sanırım novel'a göre aralarına başka karakterler de eklenecek ilerleyen bölümlerde. 


Son olarak dizinin eleştirdiğim noktalarından bahsederek ilk izlenim için fazlasıyla uzun olan bu yazıyı noktalamak istiyorum. İyi karakterleri ne kadar başarılı bulduysam kötü karakterleri de bir o kadar eksik ve yetersiz buldum şimdilik. Gerçi daha 7 bölüm olduğu için sert bir eleştiri yapmak için erken olabilir, fakat kötü karakterlerin motivasyonları ve tiplemeleri bana zayıf gibi geldi. Canlandıran oyuncular tiplemelere uymuş ancak oyunculuklarının çok iyi olduğunu da söyleyemem. Bunun yanında bir de hikaye biraz yavaş akıyor gibi, dakikaları atlamak isteyeceğiniz kadar değil ama yine de bölümlerde bir şeyler daha olmasını istiyorsunuz. Zaten dizi 40 bölüm sadece, üstelik bölümleri de intro ve outro kısımlarıyla 38 dakika civarı, çok uzun dizilerden hoşlanmayan benim açımdan müthiş bir şey tabii bu. Fakat bunu göz önünde bulundurunca 7 bölüm geçtiğini düşünürsek bundan sonra biraz hızlanması gerekiyor gibi hissediyorum. 

Douluo Continent'ı güncel olarak takip etmek benim açımdan eğlenceli oluyor, genel bir değerlendirme yapmam gerekirse fantastik şeyler izlemeyi seviyorsanız tavsiye edebileceğim bir dizi. Zaten daha ilk haftadan elde ettiği başarıyla da ismini duyurmayı başardı, tabii Çin dizileri ülkemizde ve global platformlarda henüz çok revaçta değil ancak son zamanlarda popülariteleri giderek artıyor. Diziye gerçekten bütçe ayrılıp emek harcandığı çok belli, Xiao Zhan'ın oyunculuğunu zaten aşırı takdir ediyorum, kesinlikle kendisi için yine doğru bir projeye imza atmış. 





Yorumlar

  1. Yaa bu ilk izlenim serisine kesinlikle devam etmelisin💕💕 Ayrıca diziyi genel anlamda yorumlayacağın blog yazını da şimdiden heyecanla bekliyorum😻😻

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popular Posts

The Untamed Dizi Yorumu

Herkese merhaba! Yıl sonunu çok sevdiğim bir diziden bahsederek kapatmak ve herkese mutlu yıllar dilemek istedim. The Untamed bir süredir izlemek istediğim ancak bölüm sayısı fazla olduğu ve daha önce herhangi bir Çin yapımı izlemediğim için sürekli ertelediğim bir diziydi. Dizinin konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu, sadece bir novel uyarlaması ve BL temalı olduğunu biliyordum. 50 bölüm gözümde çok büyüdüğü için sürekli erteledim ve itiraf etmek gerekirse Çince kulağıma önceden pek hoş gelmediği için ön yargılarım vardı. Fakat diziyi bitirdikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki ön yargılarım aslında gereksizmiş. Diziye başlarken 50 bölümü gözünde büyüten ben, 10 bölümü izledikten sonra keşke dizi daha uzun olsaymış demeye başladım, hatta son bölümü izlerken 50 bölümlük birkaç sezon olmasını istedim ve bence daha uzun olsaymış da olurmuş çünkü Bulut Kovuğu'nda aldıkları eğitimi bile ayrı bir dizi olarak izleyebilirdim.  Diziyi hiç duymayanlar için kısaca konusundan bahsedeyim önc

The Flower of Evil Dizi Yorumu

Herkese merhaba, The Flower of Evil'ı yeni bitirdim ve bitirir bitirmez hemen yorumunu yazmak istedim çünkü inanılmaz iyiydi ve izlerken her bölümünden ayrı keyif aldım. Bilmeyenler için dizinin konusunu ve merak edenler için tanıtımını  aşağı bırakıyorum ve sonrasında spoiler içeren yorumuma geçiyorum. Dizi, karanlık geçmişini gizleyen ve başka birinin kimliği altında yaşayan bir adam ( Lee Joon-Gi ) ile o adamın (kocasının) peşine düşen bir dedektifin ( Moon Chae-Won ) etrafında dönmektedir. Öncelikle diziye başlama sebebim dizi hakkında okuduğum iyi yorumlar, Lee Joon-Gi'nin oyunculuğu ve dizideki kızıyla paylaştığı fotoğrafları görmem oldu. Başlarken çok yüksek beklentilerim yoktu fakat dizi daha ilk bölümünden bile merak uyandırdı ve beni içine çekmeyi başardı. Kore dizileri izlemeye karantina döneminde başladım ve açıkçası çok fazla ön yargım vardı, çoğu insan gibi ben de İngiliz ve Amerikan dizileri izlemeye alışık olduğumdan bir Kore dizisi izlemek hiç de cazip gelmiyor

Edgar Allan Poe - Bütün Şiirleri // Kitap Yorumu

 Herkese merhaba, Aslına bakılırsa bu yazıyı uzun bir süredir yazmayı planlıyor olduğum halde nasıl yazacağımı bir türlü tasarlayamadığım için erteliyordum. Şiir tutkunu olduğumu söyleyemem, fakat hoşuma giden şiirleri ve sevdiğim yazarların derlemelerini okumayı severim. Edgar Allan Poe kullandığı imgeler ve kafanızda çizdiği soyut resimlerle okumaktan keyif aldığım yazarlardan birisi. Bu nedenle daha kitabın kapağını açarken bile beni içine çeken dünyanın hoşuma gideceğinden emindim. Şiirler hakkındaki yorumuma geçmeden önce İthaki Yayınları'ndan çıkan derlemeyi okudum ve çevirisinin çok başarılı olduğunu söyleyemem açıkçası. Elbette çeviri yapmak, özellikle de şiir çevirisi yapmak oldukça zor bir iş, ama yine de çok daha iyi olabilirmiş diye düşünmeden edemedim. Neyse ki bir tarafta orijinal dil, diğer tarafta çeviri olacak şekilde basmışlar, bu yüzden de çok problem olmadı.  Şiirlerin hepsini eşit derecede sevdiğimi söyleyemem tabii ki, içlerinde hoşuma gitmeyen şiirler de oldu